Polisiye edebiyatın usta kalemi Celil Oker, yeni romanında da kendi polisiye karakteri Remzi Ünal’ın maceralarına devam ediyor. “Sen Ölürsün Ben Yaşarım” romanı, kendisine izlek olarak kentsel dönüşüm projesi ve projenin değiştirdiği kültürel ve sosyal ortamı alıyor. Sürecin sonuçlarından biri olan kültür sıkışmasına, bir tür zorunlu “modernleşme” hali olan plaza kültüründen sosyal çelişki ve çatışmaların odağındaki insan hikâyelerine kadar tam anlamıyla bir metropol hikâyesini okurlarına sunuyor.
“Önünde durduğunuz kapının aralık olması bela getirir. Ama sizi o kapıya kadar getiren şey, sırtınızı dönüp gitmek isteseniz de çoktan kaderinizi çizmiştir. Ve bunun böyle olduğunu hiç kimse, Dedektif Remzi Ünal’dan daha iyi bilemez.”
Remzi Ünal bu defa hatır için, kendine göre gayet kolay bir işi çözmek amacıyla yola koyuluyor. Hisarüstü’nde yaşayan ihtiyar bir çifte, büyük bir inşaat firmasının şantiyesinde kaza geçiren oğullarının hak mücadelesinde yardım etmesi istenmiştir. Ama bu iş için çaldığı ilk kapının ardında, kafasından tek kurşunla vurulmuş bir cesetle karşılaşır. Ve her zamanki gibi bu ceset de sadece bir ceset olarak kalmaz.
Celil Oker’den tüm mahalleleri rant hırsıyla devasa beton yığınlarına çevrilen İstanbul’un sıkışık trafiğinde, acımasız iş dünyasında, göğü delmek hevesindeki binaların arasında geçen, ince bir mizahla örülü, sürükleyici bir polisiye daha… (Tanıtım Bülteninden)
Celil Oker’in 34.Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı 2015’te imza günü ve söyleşilerinin olduğunu da hatırlatalım. Detaylar ve diğer TÜYAP Kitap Fuarı etkinlikleri için TIKLAYIN.