Jeanette Winterson‘ın, Sel Yayıncılık tarafından yayımlanan Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın kitabını Selen Göbelez Dumas inceledi…
Winterson’ın Mutluluğu Kuytularda Arayanlara Sunduğu Limansız Yolculuk
Çoğumuzun Tek Meyve Portakal Değildir romanından tanıdığı Jeanette Winterson’ın Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın adlı otobiyografik kitabı Kasım 2015’te Püren Özgören’in, yazarın samimi diline oldukça sadık ve titiz çevirisiyle Sel Yayıncılıktarafından basılmıştı. İkinci baskısı ise 2016 başında çıktı.
İyi edebiyatı insana değdiği yerden tanırız. Bu yer sıklıkla yaralarıdır insanın. Kimisi baştan yaralı çıkar yola, kimisi yol boyunca yaralanır, kimi de baştaki yaranın tekerrür eden acısıyla pişer. Günün sonunda, yazarın deyimiyle “yaralanmak insan olabilmenin bir yolu ya da anahtarı. Bir ıstırap olduğu kadar da bir erdem”dir.
İngiliz yazar Jeanette Winterson, Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın’da 1-0 mağlup başladığı “sığınmacı” gibi geçen yaşamının özellikle annesi, daha doğrusu “anneleriyle” ilgili olan yönüne odaklanır. Anneler ve kızları arasındaki bağ kısmen doğası gereği zaten yeterince karmaşık olabilirken, “yazarların kuralları çiğneyen ve işe gitmeyen seks delisi bohemler olduğunu” düşünen muhafazakâr bir anne ile onun ilk kitabını 25 yaşında yazmış lezbiyen kızı söz konusu olduğunda ortaya hayli çetin bir ilişki çıkacağını tahmin etmek pek de zor olmasa gerek.
Jeanette Winterson, 1959’da Kuzey İngiltere’nin güneyinde, Manchester’da fabrika işçisi bir anneden doğar doğmaz, yol onarım ustası bir baba ve Kutsal Kitap’tan alıntıları kağıtlara yazıp sağa sola yapıştıran bir anne tarafından evlat edinilir. Kendi yaşamı gibi doğduğu yer de olası tüm çelişkileri içinde taşır. Hayranlık ve dehşeti bir arada barındırabilen, radikal, baskıcı, yararcı ve ütopyacı Manchester, sadece Dickens’ın Zor Zamanlar’ına üs olmakla kalmamış, aynı zamanda Komünist Manifesto’nun büyük bölümünün yazılışına tanık olmuştur; ve yine Engels’in İngiltere’de İşçi Sınıfının Durumu’nu yakından gözlemleyerek yazdığı yer Manchester’dır. “Zaten sanayileşmenin en korkunç yanı, kaçışı zorunlu kılmasıdır” diyen Jeanette ise fabrika kapılarındaki yığınlardan olduğunun farkındalığıyla bir yandan da kaçma hayalleri kuran özgür ve cesur bir ruhtur. Marşı “Haydi Ünlü Erkekleri Yüceltelim” olan bir kız okulunun, 16 yaşında aynı cinsten biriyle ilişkisi öğrenilince evden atılıp kitaplarıyla beraber bir arabada yaşamaya başlayan, dikkatsiz ve haylaz öğrencisinden, Oxford mezunu feminist bir yazar çıkaran da bu ruhtur.
Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın aynı zamanda bir iz sürme yolculuğunun özgün bir anlatısı. Kendini büyüten annesi Bayan Winterson’ın deyimiyle “yanlış beşik” olarak gelir hayata ve onu bu hayata getiren biyolojik anneyi bulup bulamayacağı kadar, bulduğunda nasıl bir gerçeklikle yüzleşeceği de muammadır. Bir işaret fişeği gibi bu hayata düşmesini sağlayan biyolojik anneyi arayış, o annenin bir şişeye koyup güverteden attığı mesaj, yani kendi benliğini arayıştır aynı zamanda. Her çocuk belki kendi öyküsünü ebeveynlerinin öyküsünün karşısına dikerek varoluşunu kurar. Ancak Jeanette gibi evlat edinilip, yaşamınızın başında “bir noksanlık, bir boşluk, bir soru işareti” varsa, yani “tiyatroya perde açıldıktan sonra varmış” iseniz ve kitaplardan başka sığınabileceğiniz korunaklı bir alan yoksa, yazmak tek çıkış yoludur belki de. “Bir kitabın sorunu içinde ne olduğunu iş işten geçinceye kadar asla bilememen” diyen annesinin İncil dışında başka bir kitabın girmesini yasakladığı evde, döşek altına saklanan kitapların, gizli gizli gidilen şehir kütüphanesinde A’dan başlayıp Z’ye kadar teker teker okunan yazarların yoldaşlığını keşifle geçer ilk gençlik yılları Jeannette’in. Okuyucunun payına ise Jeanette’in George Eliot’tan, Anne Sexton’a, Gertrude Stein’dan, Virgina Woolf’a uzanan keşfinin kâh keyifli, kâh acı dolu tanıklığı düşer.
Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın · Trajedi, İroni ve Mizah
“Birbirimizin evresinde dönüp duruyorduk; uyanık, terk edilmiş, özlemle
dolup taşarak. Birbirimize yaklaştık ama yeterince yakınlaşamadık, sonra da
birbirimizi uzağa ittik; sonsuza kadar” diye anlattığı ailesi tarafından sevildiğine
inanmamış, bir münazarayı kazanmaya çalışırcasına, takıntılı bir halde yazıp
duran yaralı bir kalbin sevilmeyi, bir başkasının onu sevdiğine güvenmeyi
öğrenme hikayesi bu aynı zamanda. Bayan Winterson’ın az sözcüklü öyküsünün
karşısına kendi öyküsünü koyarken sözcüklerden beslenen, sözcüklere sığınan ve
sözcükleri kuşanan aslında tüm sözcüklerin ardında sulandırılmamış bir sevgiyi
ve mutluluğu arayan Jeanette Winterson, her usta yazar gibi hayatın kimi zaman
delirmeye varan trajedisinden mizahı ve ironiyi kurmayı da iyi beceriyor.
dolup taşarak. Birbirimize yaklaştık ama yeterince yakınlaşamadık, sonra da
birbirimizi uzağa ittik; sonsuza kadar” diye anlattığı ailesi tarafından sevildiğine
inanmamış, bir münazarayı kazanmaya çalışırcasına, takıntılı bir halde yazıp
duran yaralı bir kalbin sevilmeyi, bir başkasının onu sevdiğine güvenmeyi
öğrenme hikayesi bu aynı zamanda. Bayan Winterson’ın az sözcüklü öyküsünün
karşısına kendi öyküsünü koyarken sözcüklerden beslenen, sözcüklere sığınan ve
sözcükleri kuşanan aslında tüm sözcüklerin ardında sulandırılmamış bir sevgiyi
ve mutluluğu arayan Jeanette Winterson, her usta yazar gibi hayatın kimi zaman
delirmeye varan trajedisinden mizahı ve ironiyi kurmayı da iyi beceriyor.
LGBTİ, evlat edinilmiş ya da değil ama belki derin bir yara ya da hep bir noksanlık duygusu ile yaşamış, dayattığı normları ve ahlaki beklentileriyle bu dünyadan olamamışların, reddedilmişlik, istenmemişlik korkusuyla alabildiğine müsrifçe, abartıyla sevip, mutluluğu kuytularda arayışlarına dair duygudaşlık hissedecekleri limanı belirsiz bir yolculuk sunuyor Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın.